25 Ocak 2011 Salı

Keloğlan Bir Destan; 'Ayak yalın baş açık. Köyün tüm çocukları birdir bir, çelik çomak, uzuneşek oynardık. Keloğlan'ın Çocukluğu ilk bölüm,1

‘Elektriksiz, düğmesiz, camsız televizyonu kurduk eve, evi verdik yele. Yel tekerlendi daha bulunamamış telefon telinden geçti oldu deve.’

Değerli İzleyici,

Keloğlan Bir Destan, bu satırların yazarının otuz yıl önce yayımladığı bir tasarımdır. Bir hayal perdesidir.

Önsözü şöyle başlıyor; ‘Haftalık Yansıma Gazetesi için yazılmış ilk bölümler, (Mayıs- Haziran 1980) bu gazetede yayımlandı.

‘Kitabın ortalarına dek düşlemle imgelem yüklü masal öğesini dilediğimce kullandım. Masal, sözlü anlatı geleneğimizin belkemiğini oluşturuyordu.’

Keloğlan olgusunu da irdeleyen otuz yıl önceki bu önsöze sırası geldikçe döneceğim ve gönderme yapacağım. Bununla birlikte, Keloğlan Bir Destan, adlı bu öyküleme ve masallama tasarımı, burada yaşamına yeniden başlıyor. Keloğlan'ın Çocukluğu işte bugün, işte şimdi...

Otuz yıl önceki yerden, evet! Fakat o günkü Keloğlan serüveni olarak sahnede yer alıyor. Bir değişiklik yok! Otuz yıl önce kitaplık raflarında yer almış Keloğlan’ın çocukluğunu Mıstık'ın o günkü çizgileriyle bugün izleyelim, görelim bakalım...

Sevgi, içtenlik...
Tekin SonMez, 26 Ocak 2011, StockholmElektriksiz, düğmesiz, camsız televizyonu kurduk eve, evi verdik yele.

Yel tekerlendi daha bulunamamış telefon telinden geçti oldu deve.

Deve tırkamyonu olmadan önce, buharlı marşandiz iken, Suluhan padişah olmadan önce Danasulu iken, ben de Keloğlan olup, kuloğlan olmadım, yolları çırak yaptım kendime.

Davul vurmuyordu dengi dengine, ben başladım çocukluk serüvenine.

Bir ülkede bir köy, köyde bir mahalle, mahallade bir ev, evde bir Keloğlan, yani ben.’

Ayak yalın baş açık. Köyün tüm çocukları birdir bir, çelik çomak, uzuneşek oynardık.

Uzuneşekte düşerdim hep alta, sanki çekip çıkarırdı beni bir olta.

Ne eder eder, sırtıma binerdi Suludana.

Çocukluğunda Suludana’nın babası binermiş babamın sırıtına. Anam söyledi bunu, ben daha doğmadan;

Minik oğlum, bücür oğlum
Büyücek adam olacak usuldan
Kendi adını hemen bulacak
Babası dönünce savaşlardan.

Minik oğlum, ciğer oğlum
Büyü.. büyü.. çabuk büyü...
Git babanın izinden savaşa
Seni bu günlere doğurdu anan.
İnlensin adınla yeryüzü
Yiğit oğlu yiğit, kahraman...

Tıngır mıngır beşiğim, diye diye öykünürken anam,

ne cepheden döndü babam madalyalarla,
ne adım ünlendi yiğitoğlu yiğit, kahraman...’

*Keloğlan Bir Destan, Tekin Sonmez, Yansıma Yayınları Gençler Dizisi, Temmuz 1981 , İstanbul