18 Mart 2011 Cuma

Keloğlan Yollarda... Çulsuza çul, yolcuya kırat gerek... Dördüncü bölüm...

Buna kaçmak kurtulmak denilebilir mi...

..yine de bilmiyorum.

Diye kendisiyle söyleşiyor Keloğlan...

Otuz yıl önce açtığım hayal perdesi açık duruyor.

Daha önce üç sunum yaptım.

Değerli İzleyici,

Dördüncüsü bugün. Keloğlan yolda.

Niyetini anasına açacak.

Bakalım bizleri nereye götürecek...

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 18 Mart 2011, Stockholm




Derdimi açtım anama ilkin:
'Ana ana, adım çıktı Keloğlan’a
Keloğlan’ın kör alıcısı olur
Deselerd de inanma bu sözlere
Bırk gideyim gurbete ey ana!..'

Anam ne de olsa, kanayaklı, gözü yaşlı eksik etek.

Başladı döne döne dövünüp yolunmaya:

'Çulsuza çul, yolcuya kırat gerek
Oğul oğul ciğerimin köşesi oğul
Kılıç gerek, kaşkan gerek, ok gerek
Sen ne ile şıkıyorsun gurbete?
Bizimkisi bir delik heybe, bir eşek!'

Diyerek uzatsa da anam sözünü, ben kıramadım garibin gönlünü. Hoş tuttum yoksulu, elini öptüm, dönmedim kararımdan.
Ne etsem çaresiz soktular kafama
Taşı toprağı altun mu elmas mı nedir
Yedi tepenin üstünde kurulmuş gibi
Kafdağı mır nedir, boyna söylenir
Beni bekler ceren gözlü, incecik belli kızlarla,beni bekler ana, senin beni beklediğin gibi...
Diyerek, aldım bizim boz eşeği yanıma.

Gidiyorum hünerlerden hüner beğenmek için.

Dönüp de Suludana’nıyı yola getirmek için!
Heybemde ekmek-soğan azığım. Sözleri bir kamçı gibi anacığımın.

Salına salına bir öne, bir arkaya; dal bacak, sıska gövde düştüm yollara yollara...

*Keloğlan Bir Destan, Tekin Sonmez, Yansıma Yayınları Gençler Dizisi, Temmuz 1981, İstanbul